DEVLET HASTANELERİNDE PSİKOLOGLARIN GÖREVLERİ
PALYATİF BAKIM MERKEZİNDE PSİKOLOGLARIN GÖREVLERİ NELERDİR
Öncelikle palyatif bakım merkezi nedir onu tanımamız gerekiyor. Hastanelerde hastalar poliklinikte ayaktan tedavi görürler. Eğer ihtiyaç olursa yataklı servislerde kalırlar. Servisler branşlara ve rahatsızlıklara göre tasnif edilir. Çocuk servisi, kadın doğum servisi, fizik tedavi servisi ve yoğun bakım gibi. Ancak bu servislerin amacı inanları tedavi edip hayata döndürmektir. Gelişen bilim bazı hastalıkların kişileri maalesef ölüme götüreceğini görmemizi sağlıyor. Bir hasta o hale geldiği zaman ne yapmak gerekir? İşte burda palyatif bakım merkezleri devreye girer.
Bu hastaların neye ihtiyacı olduğunu düşünerek ilerleyelim. Hastalıktan ötürü uzun süre yatakta kalan insanların yatak yaraları oluşmaya başlayabilir. İlerleyen hastalığı ve hareketsizliği ağrılarını artırabilir. Beslenme düzeni bozulabilir. Ve oluşan dezavantajlı durumdan ötürü psikolojik bir çöküş yaşayabilir. Amaçlanan şey hastanın bu sayılan ihtiyaçlarının tek bir merkezde giderilmesidir. Böylece sadece hasta değil hasta yakınları da bu kapsamda rahat ettirilecektir.
Bu ihtiyaçların herbirini karşılamak için bir uzmana başvurulur. Beslenme için diyetisyen, hareketsizlik için fizyoterapist ve psikolojik ihtiyaçlar için psikolog. Psikolojik desteği sadece psikoterapi seanslarında vermeye alışmış bir psikolog için serviste yatan bir hastaya ve hasta yakınına destek vermek zorlayıcı gelebilir. Hatta bazılarına anlamsız da gelebilir. Ancak hastanelerde psikologların üzerinde böyle bir görev var. Eğer doğru bir yaklaşım içinde olursak; hastalara, hasta yakınlarına ve hatta orda çalışan görevlilere destek olabiliriz.
Kendi deneyimlerimden bahsedecek olursam, serviste odaya girdiğim zaman genelde karşılaştığım manzara şöyle oluyor. Yaşlılıktan veya hastalıktan zayıflayıp çökmüş bir insan yatakta bir sürü tıbbi destekle yaşama tutunmaya çalışıyor. Vücudunun büyük bir kısmı örtüyle kaplanmış. Açıkta kalan alanları zayıf, kuru ve yer yer morarmalar olmuş. Kadın mı erkek mi yüzünden ayırt edilemez hale gelmiş. Hastanın yanında bir veya birkaç yakını. Sıkılmış, yorgun düşmüş. Evini, işini ve hayat düzenini yarım bırakmış. Günlerdir hastanede sevdiği yakınına bakıyor. Kenarda bazen bir el işi, televizyonda sıkıcı gündüz kuşağı programları, masalarda hasta için ayarlanmış destekleyici besinlerin ve mamaların kutuları.
Bu kısımda biraz roman gibi betimleme yaptım. Amacım ortamı zihninizde canlandırmanızı sağlamaktı. Bu ortama giriyorsunuz ve ayak üstü yapacağınız bir konuşmanın psikolojik desteğe dönüşmesi beklentisi var. Bu beklentinin özellikle acemi bir psikologda baskı oluşturması kaçınılmazdır. Ancak bu evrede orda yatan kişiyi veya hasta yakınını travmalarıyla yüzleştirip derinlemesine bir iyileşme sağlama görevimiz olmadığını bilmek rahatlatıcı.
Psikolog odaya girer. Selam verir. Ve oradaki insanlara kendilerini nasıl hissettiklerini sorar. Kaç gündür orada olduklarını, hastalarının durumunun ne olduğunu sorar. Bu noktada hedefimiz daha çok hasta yakınının sorunlarını gidermektir. Çünkü yukarıda anlattığım olumsuz tabloya bir süredir şahit olan kişinin üzerinde psikolojik bir yük oluşması kaçınılmazdır. Bu yükün miktarı kişinin psikolojik dayanıklılığına göre değişecektir. Bazı insanların direnci çabuk düşebilir. Odaya girdiğimiz anda hasta yakınını gözlemlemeliyiz. Ona sorular sorabiliriz. Ve daha kolayı onlara bakım verenin stres durumunu ölçen ölçekler uygulayabiliriz. Eğer baş etmekte zorluk çekilen bir stres durumu söz konusuysa o zaman müdahale planımızı ona göre yapabiliriz.
Hasta yakınlarında genelde ortaya çıkan sorun kendisini ihtiyaçları olan bir insan olarak görmekten vazgeçip baktığı hastanın ihtiyaçlarına odaklanma halidir. Ancak insan sürdürülemez bir özgeci tutum içine girdiği anda yeni kayıplar yaşanmaya başlar. Hasta yakını uykularını, beslenmesini, dışardaki insanlarla kurduğu temasları ihmal ederse kısa sürede yılgın düşebilir. Odada bulunduğumuz o kısa zama diliminde bu konular üzerine konuşuruz. Ve kısaca tavsiyelerde bulunuruz. Daha geniş kapsamlı yardım alınması gerektiğini düşünmeye başlarsak uygun konularda yönlendirme yaparız.
Hastaların bazıları iletişime kapalıdır. Onlar için bizim yapabileceğimiz bir şey söz konusu değildir. Eğer iletişim kurabiliyorsak onlara ihtiyaçlarını sorabiliriz. Sadece onun için oraya geldiğimizi söylememiz bile onların hoş bir duygu yaşamasına vesile olabiliyor. Devamı bir sohbet havasında geçebilir. Bize bu sohbetlerin içi boş gibi gelebilir ama onlar için değerli olduğuna defalarca şahit oldum.
0 Yorum