YAPAY ZEKA PSİKOTERAPİYİ NASIL ETKİLEYECEK?
Çok uzunca bir zamandır üzerinde çalışılan ancak halkın kullanımına yakın zamanda açılan yapay zeka insanlığın yaşadığı her yenilik gibi tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Dünya ve insanlık tarihi sürekli değişmektedir. Ancak bu değişimlerin bazıları dönüm noktaları oluşturmaktadır. Çünkü onlar doğurdukları sonuçlar itibariyle insanların yaşayış şekillerini kökten değiştirmektedir. Ateşin kontrol altına alınışı, tarım, yazının icadı, paranın icadı, matbaa, saat, sanayi devrimi, elektrik, ampulün icadı, internet ve yapay zeka. Bunlar bir çırpıda sayılabilecek olan ve insanlık tarihinde devrim yaratan unsurlardır. Bizler yakın zamanda yaşanan internet kullanımının gelişimi hariç diğerlerini tarih kitaplarından okuduk. Ancak şimdi insanlık tarihi yeniden bir devrimin eşiğinde ve bizler buna canlı olarak tanık oluyoruz. Ve hayatımızı nasıl değiştireceği konusunda ön görülerde bulunmak durumunda kalıyoruz. Başımıza açacağı işlerden endişe duyuyoruz. Hayatımıza getireceği yeniliklerden yararlanmak için heyecanlanıyoruz.
Yapay zekanın önümğzdeki yıllarda şu an icra edilen mesleklerden yüzde 70-80 inini etkileyeceği ön görülmektedir. Bu etki sadece zarar olarak algılanmamalıdır. Mesleğin icraa edilmesine katkı da sağlayabilir. Ancak yapay zeka araçları bazı mesleklerin üstlendiği görevleri kolaca yerine getirebileceği için bu mesleklere ihtiyaç kalmayacaktır. Bu gerçek birçok insan tarafından fark edildiği için gelişmeler endişe ve karamsarlıkla karşılanmaktadır. Özellikle de mesleğini ve işini kaybetme olasılığı yüksek olanlar tarafından.
Benim genel tabloyla ilgili görüşüm şudur. Yukarıda bahsi geçen bütün devrimler ve icatlar bazı insanlar tarafından endişeyle karşılanmıştır. Ancak sonunda kazanan insanlık olmuştur. Tabii bu arada matbaa icat edilince hattatların işsiz kaldığı su götürmez bir gerçektir. Yine de matbaa medeniyetin gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Yapay zeka insanlığı ve meslekleri genel olarak nasıl etkileyecek sorusu uzun uzun tartışılabilir. Biz bu yazıda kendi mesleğimizin penceresinden olaya bakmaya çalışacağız.
Yapay zeka psikoterapide 1970 li yıllarda kullanıldı aslında. Sistem şöyle işliyordu. Danışan bilgisayara sorununu yazıyordu bilgisayar da kendisine öğretilen algoritma doğrultusunda cevaplar veriyordu. Tabii bu psikoterapinin iyileştirici olan birçok unsurundan feragat etmeyi gerektiriyordu. Bizim işimiz doğrudan insanla. İnsanın duygularını ve düşüncelerini anlamaya yönelik. Bu sebeple de terapötik ittifak dediğimiz nokta iyileşme için önemli bir unsur. Terapi odasında danışanımızı iyileştiren en önemli faktör “öteki bir insan tarafından anlaşıldığı ve onunla bir bağ kurduğu” bilgisidir. Bilgisayar her ne kadar daha fazla veriyi haha hızlı işleyip sorulara cevap verebilse de bir insanın insana sağladığı duygusal etkiyi sağlamakta zorlanacaktır. Bu kısım bizim mesleğimizin yapay zeka devriminden sonra da varlığını sürdüreceği görüşümüzü destekliyor. Nitekim şimdilerde de yapay zeka destekli bir klinik psilkolog uygulaması bulunuyor ancak pek rağbet görmüyor.
Mesleğin varlığı korunsa da değişmeyeceğini söylemek güçtür. Her şey gibi psikoterapi de değişecek. Gelişen yapay zeka araçlarını psikoterapi seanslarında kullanmayı başaran terapistler sürece çabuk adapte olacak ve ön plana çıkacaklardır.
Yapay zekanın psikoterapiyi ilgilendiren önemli bir tarafı daha vardır. Sanayi devrimi yaşandığında makinalar insanların yerini aldı ve üretim süreleri kısaldı. Bu durum da genel olarak bir boş zamanın açığa çıkmasına neden oldu. Eskiden bir insanın işi hiç bitmezdi. Yorulunca dinlenir boş zamanı olunca kalkıp işlerini yapardı. İşlerini yapmak için bir mesai saatine ihtiyaç duymazdı. Ama sanayi devrimi sonrasında mesai kavramı yaygınlaştı. İnsanlar hayatı belli aralıklarda yoğun şekilde çalış, kalan zamanlarda boş dur. Hafta içi ve cumartesi günleri çalış. Pazar günleri dinlen şeklinde yaşamaya başladılar. Bu durum boş kalan zamanlarda üzerlerinde bir “dinlenme” baskısı oluşturmaya başladı. “Bu vakitte ne yaparsan kâr sonra işte olacaksın” şeklinde bir mesaj hayatı zorlaştırdı. Sosyal bağların kopması ve açığa çıkan boş zamanın hayatı sorgulamaya fırsat vermesi gibi unsurlar da eklenince psikolojik sorunlar arttı. Bu da psikoterapinin doğmasını sağladı.
Şimdi de yine benzer bir durumun eşiğindeyiz. Yapay zeka işleri hızlandıracak ve çok büyük bir boş zaman oluşacak. Bu boş zaman bazı insanları ruhsal olarak kötü etkileyecek. Mesleği yapay zeka tarafından elinden alınmış olan insanlar ve yapay zekaya uyum sağlamakta zorlanan insanlar psikologlara başvurmaya başlayacaklar. Bu da yeni psikiyatrik tanıların ortaya çıkmasına neden olacak. Koşullar bu hale geldiğinde insanlığın iyi yetişmiş psikoterapistlere olan ihtiyacı da artacak.
Bu noktada psikologlara birkaç önerim var. Birincisi yapay zeka araçlarıni psikoterapiye entegre etme noktasında açık fikirli olunması. İkincisi etik noktalara dikkat edip yapay zekanın psikoterapinin içini boşaltmasına izin verilmemesi. Ve son olarak yapay zekanın açığa çıkardığı psikolojik sorunların takipçisi olunması.
PSİKOLOG SAVAŞ KURT
0 Yorum